Özdemir; 'Bakliyatta Uzun Vadeli Politikalarımızı Şimdiden Oluşturmalıyız'
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından ortaklaşa hazırlanan 2023-2032 yılları arası tarımsal görünüm raporu yayınlandı. Bakliyat sektörü açısından bu tespit ve öngörülerin iyi analiz edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
İlgili raporda baklagillerin yüksek protein içeriği, lif seviyesi, vitamin ve mineraller açısından zenginliği, anti alerjik olması, kolestrol ve gluten içermemesi, glisemik indeks değeri ve yağ oranı düşük olması gibi özelliklerine vurgu yapılarak obezite, kalp ve damar rahatsızlıkları, diyabet, böbrek yetmezliği ve kanser gibi yaygın hastalıkları ile mücadeledeki etkinliği öne çıkarılıyor.
Ayrıca baklagillerin birçok ürüne kıyasla daha az su ve gübreye ihtiyaç duyduğu ve bunun kaynağının ise baklagillerin büyüme döneminde toprağa azot takviyesi yapması olduğu belirtiliyor. Baklagillerin bu şekilde toprağın ömrünü uzamakta ve verimini artırmakta oldu ifade ediliyor.
Bakliyatın faydaları bu şekilde ön plana çıkartılarak, bakliyata yönelik farkındalığın arttığı vurgulanıyor ve 2023-2032 yıllarını kapsayan dönemde bakliyat üretiminin yüzde 32 artarak 121 milyon tona ve tüketiminin yüzde 25 yükselerek kişi başı yıllık 8,6 kg seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor.